loader
Dikkat! Sinsice kansere dönüşebilir

Dikkat! Sinsice kansere dönüşebilir

Kolonoskopi ile polipler gözaltında!

POLİPLER KANSERE DÖNÜŞMEDEN YAKALANIYOR!

 

Kolon kanseri günümüzde en sık rastlanan kanser türlerinden biri. Öyle ki tüm kanserler arasında 3. sırada yer alıyor. Yapılan çalışmalara göre; kolon kanserinin yüzde 90-95’inin sorumlusu ise ilerleyen yaşla birlikte görülme riski artan kolon polipleri! Bu poliplerin yüzde 10-20’si ortalama 8-10 yılda habis özellik kazanıyor, bir başka deyişle kanserleşiyor! Kansere dönüşmeden genellikle belirti vermediği için ‘gizli tehlike’ olarak adlandırılan polipler aslında düzenli yapılan kolonoskopi ile tespit edilip çıkartılabiliyor, bu sayede kolon kanserine dönüşmesi önlenebiliyor! Acıbadem Fulya Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Oya Yönal, bu nedenle hiçbir risk faktörü olmasa dahi herkesin 50 yaşında kolonoskopi yaptırması gerektiğine dikkat çekerek, “Risk faktörü olan kişilerde ise bu takvim daha öne çekiliyor. Poliplerin kolon kanserine dönüşmeden saptanmaları ve çıkartılmaları, patoloji sonucuna göre aralıklı tarama kolonoskopilerinin yapılması sayesinde hastanın hayatı kurtulabiliyor. Üstelik günümüzde kolonoskopi işlemi sadece 30 dakika gibi kısa bir sürede tamamlanabiliyor.” diyor. 

Sinsice kansere dönüşebiliyor

Kolon (kalın bağırsak) polipleri; kalın bağırsağın içini örten tabakanın normal olmayan şekilde büyümesi sonucu milimetrik ölçülerden santimetrik ölçülere kadar ulaşabilen ve bağırsak kanalına çıkıntı yapan kitleler olarak tanımlanıyor. Erişkin yaş grubunun kabaca yüzde 6’sında görülen kolon polipleri, 50 yaş civarında yaklaşık yüzde 20-25’e ve 70 yaşından sonra ise yüzde 40’lara kadar yükseliyor. Polipler genelde belirti vermiyor, sıklıkla kolon kanseri için yapılan tarama kolonoskopilerinde saptanıyor. Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Oya Yönal poliplerin bu nedenle gizli tehlike olarak adlandırıldıklarını vurgulayarak, “Daha az sıklıkta ise kansızlık, alt gastrointestinal sistem kanaması, dışkılama alışkanlığında değişiklik, nadiren de bağırsak tıkanması nedeniyle hastalar hekime başvurabiliyorlar.” diyor. 

Aile öyküsü varsa risk 2-3 kat artıyor

Liften fakir beslenme gibi hatalı beslenme alışkanlığı, 50 yaşın üzerinde olmak, genetik yatkınlık, popülasyona özgü nedenler, hareketsiz bir yaşam sürmek, obezite, sigara tüketimi, akromegali, kontrol altında tutulamayan tip 2 diyabet  ve inflamatuar bağırsak hastalıkları, polip oluşumuna neden olan etkenler arasında yer alıyor. Poliplerin görülme oranı kolon kanserinin sık yaşandığı toplumlarda daha fazla oluyor. Bunların yanı sıra ailede kanser öyküsü olması da riski yükseltiyor. Öyle ki birinci derece akrabalarında polip olan kişilerde, normal popülasyona göre risk göre 2-3 kat artıyor. 

Kansere dönüşmeden alınıyor 

Kolonoskopi yöntemiyle poliplerin saptanıp çıkartılması kolon kanseri gelişimini önlediği için hayat kurtarıcı oluyor. Kolonoskopide; ucunda kamera bulunan bükülebilir bir aletle kalın bağırsak mukozası inceleniyor. Bu şeklide kolon polipleri saptanıyor ve forseps veya tel döngüyle polibin kalın bağırsaktan çıkartılması işlemi olan polipektomi yapılyor. Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Oya Yönal tedavideki hedefin polibin tamamen çıkartılması olduğunu vurgulayarak, “Kalın bağırsağında polip olan hastada ileride başka polip oluşma ihtimali oluyor. O nedenle, saptanan polip veya tüm polipler çıkartıldıktan sonra, poliplerin çapı, sayısı ve patoloji sonuçlarına göre belli aralıklarla tarama kolonoskopilerinin yapılması gerekiyor. Deneyimli ellerde yapılan işlemler ve doğru sıklıkta gerçekleştirilen kolonoskopik taramalarla tedaviden oldukça başarılı sonuçlar alınıyor.” diye konuşuyor. 

Düzenli tarama yaptırmak şart! 

Kolorektal kanserler için risk faktörleri olmayan kişilerde kolonoskopi ile taramanın 50 yaşında başlanması gerektiğini belirten Gastroenteroloji Uzmanı Prof  Dr. Oya Yönal, “Kolonoskopide çıkan sonuç normal ise taramaya 10 yılda bir devam edilmeli. Polip tespit edildiyse; polibin sayısı, çapı ve patoloji sonucuna göre kolonoskopi daha sık tekrarlanmalı.” diyor. Birinci  derece akrabalarında (anne, baba ya da kardeş) kolorektal kanser ya da polip olan kişilerde ise kolonoskopi taramasının 40 yaşında ya da kanser tanısı almış en genç akrabanın yaşının 10 yıl öncesinden başlanması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Oya Yönal, şöyle devam ediyor: “Eğer ilk sonuçlar normalse taramaya her 5 yılda bir devam edilmeli. Polip saptanırsa daha sık tekrarlanmalı” diye konuşuyor. 

-------------------Kutu bilgisi-------------

Polip oluşumunu önlemenin 6 püf noktası!

  • Lifli sebze ve meyve ağırlıklı beslenmeye özen gösterin 
  • Kırmızı eti ve yağlı yiyecekleri azaltın  
  • Düzenli olarak fiziksel aktivite yapın 
  • Sigara ve alkol tüketiminden kaçının
  • İdeal kilo kontrolünü sağlayın  
  • Bazı çalışmalarda günlük yüksek miktarda D vitamini alanlarda kolon polipleri ve kolon kanseri riskinin azaldığı gösterilmiş. O nedenle ideal D vitamini düzeyi için D vitamini desteği de öneriliyor. 

Etiketler:

Şimdi Paylaş

0 Yorum

Yorum Yap

CAPTCHA Image 

Benzer Haberler

Facebook, Messenger'da Mesajların Silinmesine İzin Veren Güncellemeyi Yayınladı

Sosyal medya devi Facebook, mesajlaşma uygulaması Messenger'da, ikili veya grup sohbetlerinde yazılan bir mesajın gönderilmesinden sonraki 10 dakika içinde silinebilmesine olanak sağlayan bir güncelleme yayınladı.

Facebook, mesajlaşma uygulaması Messenger'da, ikili veya grup sohbetlerinde yazılan bir mesajın g...

ATSO Başkanı Davut Çetin’den Ocak Ayı Enflasyonu Değerlendirmesi

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) ve Batı Akdeniz Ekonomisini Geliştirme Vakfı (BAGEV) Yönetim Kurulu Başkanı Davut Çetin, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Ocak ayı enflasyon verilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Ocak ayı enflasyonunun beklentileri aştığını belirten Başkan...

Araştırmacılar, Kara Maddeyi Araştırmak İçin Süper Hızlı Bir Robot Mikroskop Geliştirdiler

Otomatik mikroskoplardan kat kat daha hızlı ve uygun fiyatlı bir mikroskop üretildi. Mikroskop, Rus ve İtalyan araştırmacıların ortak çalışmalarıyla geliştirildi.

Rusya’daki Ulusal Bilim ve Teknoloji Üniversitesi MISIS ve İtalya’daki Ulusal Nükleer Fizik Enstitüsü’nden bilim insanlar...