İnsan beyni, her zaman tıp biliminin ilgisini çekmiştir. Gelişen teknolojiler ve yapılan araştırmalar, beynimizi dengeye oturtmak için yeni çalışmaların yolunu açıyor.
İnsan beyni, elektrik akımları ve kimyasal tepkimeler ile çalışıyor. Büyük bir kısmımızın konu hakkındaki bilgisi bu kadarla sınırlı olsa da bilim insanları, bu alandaki bilgilerimizi arttırmak için durmaksızın çalışıyorlar.
Geçtiğimiz aylarda yapılan çalışmalarda, yaşlı insanların hafızalarını elektrik akımlarıyla arttırmak ve beyin hasarını elektrot implasyonu ile iyileştirmek gibi başarılara imza atan bilim insanları, modern teknolojiyi sonuna kadar kullanıyor. ABD’de ilaç ve medikal ürünlerden sorumlu kurum olan FDA, insan alnındaki bir bağlantı üzerinden elektrik akımı gönderen ve dikkat eksikliği sorununu çözmeyi çalışan bir uyarıcıya onay verdi.
Şu ana kadar yapılan çalışmalarda, insan beyninin daha iyi çalışmasını ve hafızasını daha verimli kullanmasını sağlayan araştırmacılar, yeni ufuklara yelken açıyor. Bu çalışmaların sonuçlarını öngörmek henüz çok mümkün değil. Nörostimülasyon, yani sinir sisteminin uyarımı konusunda sayısız teknik, uygulama ve yöntem yer alıyor. Beyni etkileyen implantlar ve başlıklar, bazı olası sorunlara sahip olsalar da yapılan çalışmalar dikkatleri üzerine çekiyor. Burada, beyindeki yapısal bozukluk dışarıdan müdahale ile çok hızlı şekilde düzenleniyor. Psikiyatrik ilaçlar ve psikoterapinin uzun süreli etkilerini, bu yöntemde çok daha kısa sürede elde etmek mümkün olabilecek.
Beynin genel işlevi, bir orkestraya benzetilir. Genel olarak, farklı enstürmanların her birinin “ayrı telden” çalabilecek potansiyeli olsa da bir arada ahenkli şekilde çalışmaları sağlandığında ortaya harika eserler çıkar. Beyin üzerinde çalışan araştırmacılardan, Santa Barbara Kaliforniya Üniversitesi’nden psikolog Michael Gazzaniga, "Eğer bir orkestrayı canlı izlerseniz, performans başladığında çello çalan müzisyenin orkestra şefine değil yanındaki kişiye baktığını görürsünüz. Aynı şey benzer şekilde beyinde de gerçekleşir. Benim için soru, beynin bir şefi olup olmadığı." diyor.
Elektroşok tedavisi, belki de en basit elektriksel müdahale örneğidir ve depresyon hastalarına geçici de olsa bir rahatlama sağlar. Tedavinin şekli ve etkileri tartışmalı olsa da, orkestra metaforunda düşünürsek bu durum, orkestra üyelerine “Tamam bir ara verin, gidip bir yemek falan yiyin” demeye benziyor.
Beyni ve elektrik akımını bir araya getiren tek yöntem bu değil. Çok daha hedefe odaklı olan elektrik terapileri de var. Kısaca DBS olarak anılan derin beyin uyarımı, Parkinson ve epilepsi gibi hastalıklar ile mücadelede kullanılıyor. Bu sistemde elektriksel uyarı, beynin doğru çalışmayan kısmındaki aktiviteyi geçici süre durdurur, kalibrasyon yapmayı amaçlar. Ağır depresyon için DBS kullanımı üzerinde çalışan Dr. Helen Mayberg, yine orkestra metaforu üzerinden giderek, önemli kısmı akortsuz olan bir orkestranın gürültü çıkarmaya başlayacağını söylüyor. Doktora göre DBS, akordu bozuk olan kısımdaki üyeleri işten çıkarmaya benziyor.
Genel olarak, beyinde elektriksel uyarılar aracılığıyla senkronizasyon sağlanıyor. Bu da daha güçlü ve düzenli hafıza, daha sağlıklı bir beyin anlamına geliyor. Düşük frekanslı teta dalgaları, beynin uzak kısımlarını koordine eder. Bu dalgalar ne kadar güçlü olursa o kadar iyi oluyor.
KAYNAK: WEBTEKNO.COM
Bu haberi kaynağından okumak için lütfen linke tıklayınız; https://www.webtekno.com/bilim-insanlari-beynimizin-nasil-calistigini-cozuyor-h70160.html
0 Yorum