loader
Çocuklarda İnternet Bağımlılığı

Çocuklarda İnternet Bağımlılığı

Son yıllarda, bilimsel ve teknolojik gelişmelerin oldukça hızlanması akıllı telefonlar, bilgisayar, ıpad, epad gibi internet teknolojilerinin kullanıldığı ürünleri günlük yaşantımızın vazgeçilmez parçaları haline getirmiştir. Bu durum bilgiye daha hızlı ve daha kolay bir şekilde erişilebilmesi gibi kolaylıklar sağlaması, dinlenme ve eğlence aracı olmasının yanında özellikle çocuklar üzerinde fiziksel ve ruhsal zararlı etkiler ortaya çıkarmaktadır.

Çocukların büyük bir kısmının konuşmaya ve yürümeye başlamadan önce akıllı telefon ve tablet kullanmaya başladığını görüyoruz. Bunu ilk olarak belki farkında olmadan belki de birkaç kereden bir şey olmaz düşüncesiyle anne, baba veya çocuğun yakın çevresindeki kişiler yapıyor. “İşte şu filmi izlerken yemeğini yesin, daha iyi yiyor” diyerek pasif bir şekilde kullanmasını sağlayarak yaptığımız gibi “biraz bakıversin de dinleneyim, işimi halledeyim veya bir arkadaş ortamında iki laf edeyim” diyerek aktif bir şekilde çocuğa akıllı telefon veya ıpadi vererek de yapıyoruz. Çocuk daha çok küçükken el ile kavrama yetisini kazandığı andan itibaren bir şekilde tabletlerle tanışıyor. İlk etapta rengi, parlaklığı cazip geliyor, uzanıp almaya çalışıyor, sonrasında ise yoğun görsel uyaranlar karşısında dikkati ve ilgisi giderek artıyor, daha çok ister hale geliyor, hatta onsuz yemek bile yiyemiyor.. Biraz büyüdüğünde ise  kağıt, kalem ve boya gerektiren oyunlar bile artık bilgisayarlarda oynanmaya başlanıyor ve çocuk “GERÇEK YAŞAM DENEYİMLERİ”nden mahrum kalıyor..

İLK 36 AYLIK DÖNEME DİKKAT!

Çocuğun ilk bedensel tepkileri, elini uzatması, nesneleri yakalaması, ayağa kalkması, görme keskinliği, şekil ve derinlik algısı, ilk sözcükleri söylemesi, anne ve baba ile ilk sosyal bağların kurulması gibi gelişim aşamalarının temelleri erken dönemde atılır. Genellikle ilk 36 aylık dönemi kapsar. Beyin gelişimi çok hızlıdır ve erişkin beyninin %80 büyüklüğüne erişir. Genlerin yanında çocuğun yaşadığı deneyimler beyin gelişimi üzerinde oldukça etkilidir.

Bu sebeplerle, çocuğun ileriki yaşamında sağlıklı bir şekilde düşünebilme, problem çözebilme, yeni bilgileri öğrenebilme gibi zihinsel becerilere, özgüvene ve sosyal, duygusal açılardan dengeli ilişkiler kurabilme gibi becerilere sahip olabilmesi için mümkün olduğunca bu dönemde olumsuz uyaranlardan uzak tutulması gerekir. Bunu sağlamak için ise yapılacaklar çok zor değil! Çocukla, bulunan her fırsatta ten teması kurulması, örneğin, birlikte sarılarak uyumak, huzursuz olduğunda bir dokunuş, ayına uygun cee, saklambaç gibi oyunlar oynanması, küçük küçük öyküler anlatılması, onunla zaman zaman adeta bir yetişkin gibi konuşulması, kitap okunması gibi “gerçek yaşamda olan etkinlikler” yapılmalıdır. Bunlar, çocuğun beyin gelişimini olduğu kadar fiziksel, duygusal ve sosyal gelişimini de olumlu bir şekilde etkileyecektir. Diğer türlü, küçük yaşta bilgisayar ve internetle ilgili aktivitelere maruz kalan çocuk sessizleşip yalnızlaşabilir, konuşma ve yürüme gibi motor fonksiyonları gecikebilir, göz ve diğer organlarda problemler ortaya çıkabilir. İleriki yaşamlarında ise dikkat eksikliği hiperaktivite, agresif ve uyum bozucu davranışlar, ebeveyn-çocuk çatışması, obezite, uyku bozukluğu gibi ciddi sorunlar yaşanabilir.

SONRAKİ DÖNEMLER..

36 ay-13 yaş arası dönemde bilgisayar ve internet kullanımı aile kontrolünde olmalıdır. Çocuğa bilgisayar veya tableti verip odasına göndermek yerine sürekli denetleyebileceğiniz bir yere örn, oturma odasına sabit bir bilgisayar koyulabilir. “Bilgisayarın başından kalk ve ödevini yap” gibi koşullandırıcı ve tehdit içerikli cümleler çocuğun “ödevler sıkıcı ve sevimsizdir” şeklindeki düşüncelerini daha fazla pekiştirecek ve zevk veren bir aktiviteden zevk vermeyen bir aktiviteye geçiş olarak nitelediği ders çalışmayı erteleyecek veya yapmayacaktır. Birtakım yasaklar getirmek veya cezalar uygulamak da işe yaramayacaktır. Bunların yerine, bilgisayar ve benzeri cihazları ve interneti günün hangi saatlerinde, ne kadar süre ile kullanacağı, ödev gibi sorumluklarını da içeren günlük veya haftalık bir plan yapılması uygun olabilir. Ek olarak, bilgisayar veya internet başında ne kadar süre değil ne amaçla oturduğu, izlediği şeyin eğitsel içeriği olup olmadığı da önemlidir. Çocuk ile birlikte internet başına oturulup, ne izlediği ve ne yaptığı denetlenebilir ve zararlı olabilecek veya yanlış algılanabilecek durumlar olduğunda çocuğun lehine çevrilebilecek birtakım yöntemler geliştirilebilir. Örneğin, bir çizgi film izliyorsa çizgi film karakterleri veya yaşanılan bir durumla ilgili gerçek yaşam arasında bağlantılar kurularak çocuğun duygu ve düşünceleri daha iyi anlaşılmaya ve olumlu birtakım yönlendirmeler yapılmaya çalışılabilir. Akademik dönem boyunca, eğer mümkünse yalnızca hafta sonları ve günlük 4 saati geçmeyecek şekilde kullanım gibi bir yol izlenmesi uygun olur.

13-18 yaş arası ergenlik döneminde ise yine takibin elden bırakılmaması, gerek okulda gerekse aile ortamında birtakım sınırlandırmaların getirilmesi ve özellikle “İnternet Bağımlılığı” konusunda bilgilendirmelerin yapılması oldukça önemlidir. Özellikle bu dönemde internet bağımlılığı, dikkat edilmesi gereken konuların başında gelmektedir. Belirtileri arasında, internet yokluğunda kendini mutsuz hissetme, kullanım süresini kontrol etme güçlüğü, kullanımı azaltma girişimlerinde kendini huzursuz ve irritabl hissetme, kötü duygudurumunu yatıştırma veya problemlerden kaçmak için internet kullanma, kullanım süresi hakkında başkalarına yalan söyleme, arkadaş ilişkileri veya aile ile ilişkilerde bozulmalar bulunmaktadır. Bu konuda çocuk dikkatli bir şekilde gözlenmeli, takip edilmeli, bağımlılıktan şüpheleniliyor ise, bir uzmandan destek alınması için başvurulmalıdır.

TAMAMEN SOYUTLAMAK MÜMKÜN DEĞİL

Günümüzde çocukların bilgisayar ve internetten tamamen soyutlanmasını beklemek de çok da gerçekçi değildir. Çünkü, bazı okullarda temel eğitime tabletlerle başlanıyor veya arkadaşlar arasında bir nevi iletişim kurma, eğlence aracı olarak kullanılıyor. Yapılan araştırmalarda, özellikle dikkat eksikliği hiperaktivitesi olan çocukların çeşitli bilgisayar oyunları ile sakinleştiği, hoş bir kontrol ve üstünlük duygusu kazandığı da gösterilmiştir.

Tüm bunlar değerlendirildiğinde, gelişimin çok erken dönemlerinde bilgisayar, telefon, ıpad gibi internet teknolojilerini içeren ürünlerin mümkün olduğunca kullanılmaması, sonraki dönemlerde ise birtakım önlemler alınarak çocukların kullanmasını sağlamak olası zararlı etkileri en aza indirecek gibi görünmektedir. Alınacak önlemler arasında kullanımın sınırlandırılması, güvenli internet paketlerinin tercih edilmesi, okullarda bilgilendirme toplantılarının yapılması sayılabilir.

Uzm. Dr. Sevim Hacıarifoğlu Tolunay


Etiketler: Uzm. Dr. Sevim Hacıarifoğlu Tolunay

Şimdi Paylaş

0 Yorum

Yorum Yap

CAPTCHA Image 

Benzer Haberler

ÇOCUKLARDA CİNSEL KİMLİK 0-6 YAŞ ARASINDA OLUŞUYOR

Bir kişinin kendini erkeklik ya da dişilikle özdeşleştirmesi olarak tanımlanan cinsel kimlik, çocukluk döneminde oluşmaya başlıyor. Kişiliğin de geliştiği 0-6 yaş dönemin son derece kritik olduğunu anlatan Uzman Klinik Psikolog Kayıhan Aba, özellikle 3-6 yaş arasında kız çocukların babaya, e...

“Her Hasta Ayrı Bir Öykü”

“Her Hasta Ayrı Bir Öykü”


5 yıl önce Best Haber

Kanser hastasının tedavi öncesi hastalığı ile ilgili detaylı ve doğru bilgi alması, hastanın tedaviye uyumunu kolaylaştırmakta ve tedavi başarısını arttırmaktadır. O nedenle; son yıllarda hasta yakınlarının, hastalığı gizleme yönünde doktorlara baskı yapmasına rağmen, kanser tedavisindeki son yıllardaki gelişmel...

DİKKAT! BU FOBİ HIZLA YAYGINLAŞIYOR!

Yurtdışında yapılan çalışmalara göre kanser en çok korkulan hastalıkların başında yer alırken, kanser fobisi de günümüzde hızla yaygınlaşıyor. Psikoonkolog Işıl Yıldız, “Birçok insan fobileriyle korku kaynağından uzak durarak baş eder fakat karsinofobi yaşayan insanlar bu k...